Öyle bir geçer ki zaman.
Zaman o kadar hızlı geçiyor ki durup bakınca farkediyorsun.
oysa koşuşturma içinde ordan oraya savrulduğunu farketmiyorsun. İşte benim tam bu noktada farkettiklerim oldu.
İnsan hep olmayanı istiyor.Küçükken büyümek ,büyüyünce çocukluğunu istiyor, ne yoksa onu istiyor. Anladığım kadrıyla zamanı yaşamıyoruz.
Sonra da şartlarımızdan sürekli şikayet ediyoruz. Okula giderken bitsin çalışayım, çalışınca tatili, yaş aldıkça gençliği. galiba biz yaşamayı özlüyoruz...
O yüzden kafamız hep geçmişte takılı kalmış. Bu yüzden değilmi Anamızın evindeki sobayı özlemek. Aslında özlediğinin o evin sıcaklığı olduğunu farketmeden.
Her gün okuyoruz bunları inanılmaz bir özlem başladı eskiye, bunun yaşlanmaklada bir ilgisi yok.
Gönül, sıcaklığı hissettiği zamanı istiyor demek doğru olur herhal,
Galiba...Samimiyeti özledik, iliklerimize kadar ısınmayı özledik.
Sohbet etmeyi, dertleşmeyi, anlaşılmayı özledik,
Yok dediğimiz zamanlarda ne kadar çokmuşuz aslında.
Hee yok dediysem parasal anlamda ki yokluk değil benim demek istediğim.
Gönül varlığı, birlikte hatırlayalım mı? :))
Sohbet vardı,
İnsan vardı
Gece gündüz demeden çat kapı gireceğin evler vardı.
Sevgiyi hissetmek vardı
Güvenle sırtını dayadıkların vardı.
Annenin soba üstünde kızarttığı ekmek vardı.
Kokmuştur diye yemek getiren komşun vardı.
Bir derdi var diye seni düşünen arkadaşlar vardı.
Parası yetişmedi diyip para toplayan sevdiklerin.
Şimdi bin çeşit ekmek var ama biz hala o sobanın üstündeki ekmeğin derdindeyiz,
Hani o eliniz yana yana alıp üzerine tereyağı sürdüğümüz, o ekmek ooo miss kokusu burnuna geldi mi?
Biz samimiyetin , sevginin derdindeyiz bildin mi?
Yokluk yaşıyoruz yokluk, sevgi yokluğu.
Ya yanlış insana veriyoruz sevgimizi değeri olmuyor.
Ya da yanlış insandan bekliyoruz sevgiyi hiç gelmiyor.
Hayallerinizi ertelemeyin. o sevdiğiniz evde oturun, o gitmek istediğin seyahate çık, bazı isteklerinizi yapmak için yaşlanmayı beklemeyin, ölüm diye bir şey var, sevdiğinize seviyorum deyin, sarılın sarmalayın, öpün koklayın, kahkalarınız gürletsin ortalığı, hatta arada ağlamak mı istiyorsunuz ağlayın, sohbet edin, dinleyin iki gözümün çiçeği, anlayın, sinirleniyorsa durduk yere... beni çok özlemiş deyin sarılın, ahmak demek yerine.
sevgiyle kalın.
sevin sevilin.