Saygı ve Minnetle
Atatürk
Hayatı üzerine kitaplar yazılan, dünya tarihine yön veren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 79. Yılında, kendisini saygı ve özlem ile anıyoruz. Atatürk’ü ve anılarını, hep birlikte hatırlayalım…
Atamızın boyu 1.74 kilosu 75 civarındaydı. Ayakkabıları siyah rugan, ayakkabı numarası ise 42 idi. Takım elbiselerinin modelini kendisi çizer, gardırobundaki tüm gömleklerinin rengi beyazdı.
Yemek yemekle arası çok olmayan Atatürk, aşçısı Halit Atay’ın belirttiği üzere, en çok sevdiği yemeklerin başında etsiz kuru fasulye ve pilav gelir. Öğrencilik yıllarında alıştığını ve bu yüzden sevdiğini söylemişti. Geceleri geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldığında, karnı acıktığında peynirli omlet yer, kahvaltıda tercihini peynirli omletten yana kullanırdı.
Küçüklüğünü Selanik’te ailesi yanında geçiren Atatürk annesi Zübeyde Hanımın yaptığı Selanik usulü ıspanaklı böreği sever, meze olarak da tercihini favadan yana kullanırdı. Türk kahvesi içmekten büyük zevk alan atamız, günde 10-15 fincan içerdi.
Sanata ve sanatçıya büyük değer ve saygı gösteren Atatürk, müzik dinlemekten zevk alır, zeybek oynardı.
Atatürk’ün sevdiği ve dinlemekten zevk aldığı şarkılar…
Kimseye Etmem Şikâyet, Müzeyyen Senar
Vardar ovası
Havada Bulut Yok
Çökertmeden Çıktımda Halilim
İzmir’in Kavakları
Sarı Zeybek
Hayvan dostu olan Atatürk’ün Foks adında bir köpeği vardı. Atatürk son köpeği Foks’u Yalova kaplıcalarına gittiği bir gün seyyar fotoğrafçılık yapan Hasan Efendiden 50 liraya satın almıştır. Bundan sonraki hayatını Türkiye’nin kurucusunun yanı başında geçiren Foks, ölümünde derin üzüntü yaşatmıştır. Anılarında köpeğinden bahsederken, Atamızın gözleri dolu dolu olurdu..
Foks’un doldurulmuş hali 2002 yılında açılan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesinde ziyaretçileri karşılamaktadır.
Atatürk spor yapmayı sever, yüzer, düzenli bir şekilde ata biner ve bilardo oynardı.
Kütüphanesinde yüzlerce kitabı vardı. Saatlerce kitap okumasını çok severdi, en çok sevdiği kitap Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romadır. Kitabı sürekli yanında taşır ve zaman zaman rastgele bir sayfa açar okurdu.
Atatürk’ün yazdığı 13 adet kitap bulunmaktadır.
* Zabit ve Kumandan ile Hasbihal(1918)
"Uyuşuk zihinlerden, durgun kanlardan meydana gelen kitleler, taş, demir ve odun yığınlarından daha boş ve çirkindir."
* Nutuk (1927)
"Ulusal ve çağdaş bir devletin kuruluş öyküsü"
* Geometri (1936 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda yazılmıştır)Bugün kullandığımız üçgen, dörtgen, çap, artı, eksi, bölü, oran gibi Türkçe kelimeleri Atatürk buldu.
* Atatürk’ten mektuplar
"A. Afet İnan ile Atatürk arasında yazılan mektupları kapsamaktadır."
* Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
"5 ciltlik bir eserdir"
* Atatürk’ün Hatıra Defteri
* Arıburnu Muhabereleri Raporu
* Karlsbad Hatıraları
* Medeni Bilgiler
* Bölüğün Muharebe Eğitimi
* Takımın Muharebe Eğitimi
* Taktik Tatbikat Gezisi
* Taktik Meselelerin çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler
Anılarla Atatürk:
Az Gelir
Ağustos 1915..
Çanakkale Savaşı’nın kritik günleri.
İngiliz birlikleri hücum üstüne hücum tazeliyor, Türk birlikleri direniyor, dayanıyor.
Atatürk, yapılması gerekenler için Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya başvurur, bir yanıt alamaz.
Ordu Komutanı Alman General Liman Vol Sanderes’e dilekçe üstüne dilekçe yazar, telgraf üstüne telgraf çeker…
Geçen her dakika aleyhimize işlemektedir. Sonunda karargâhı Yalova’da bulunan Alman Komutanı telefonla aradı. Alman Komutan sordu ’’Durumu nasıl görüyorsunuz, nasıl bir önlem almak gerektiğini düşünüyorsunuz?’’
‘’Durumu nasıl gördüğümü daha önce size bildirmiştim. Önleme gelince; bu dakikaya kadar alınabilecek çok uygun önlemler vardı ama bu dakikadan itibaren alınacak tek bir önlem vardır…’’
Nedir o?
Kumanda ettiğiniz bütün güçleri emrim altına veriniz, tek önlem budur!
Liman Von Sanders, alaycı bir yanıt verdi:
Çok gelmez mi?
Atatürk kendinden emindir:
Az bile gelir!
Telefon kapandı.
Daha sonra istediği tüm yetkiler, Atatürk’e verildi ve düşman Çanakkale’de durduruldu.
Falih Rıfkı Atay,
Atatürk’ün Bana Anlattıkları,
Diktatör
1930 yılında Ankara Halkevinde yapılan 1. Tarih Kongresi’nin sonunda bir çay partisi verildi.
Partinin samimi havası içinde bir öğretmen Atatürk’e,
Paşam birçok Avrupalı yazar sizin için diktatör diyor, ne diyorsunuz? Diye sorunca Atatürk güldü:
‘’Diktatör olsaydım, siz bu soruyu bana soramazdınız’’ dedi.
Anlatan: Vedat Nedim Tör
Son Arzu
Yeşili ve ağaçları çok seven Atatürk ,hayatı boyunca cepheden cepheye koştuğu için yeşile hasret kalmıştı..
Bu yüzden Ankara’yı yeşillendirmek için çok caba harcadı.
Son günlerinde, manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan’a şöyle dedi:
‘’Son arzum yeşillik ve ağaçlık, fakat yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır.’’
Mesela, Atatürk isminde çiçek vardır. Anıtkabirde aslanlı yolun sonundaki köşelerde ve Atatürk’ün mozolesinin dört bir yanında yerini almıştır.
Komada 30 saat kalmış, komaya girmeden önce Mustafa Kemal Atatürk doktoruna dikkatle bakıp, son söz olarak ‘’Ve Aleykümselâm’’ dedikten sonra komaya girmiş ve bir daha gözlerini açamamıştır…
10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09:05 geçe Dolma Bahçe Sarayı’nda hayata gözlerini kapadı.
Tüm ulusu ve Dünya’yı yasa boğmuştur.